4 Mart 2010 Perşembe

Manga'ya Eurovision mu çarptı?

Manga!
Hatırlıyor musunuz 2004'te çıkardıkları ilk albümde kendilerini gizleyip sadece yarattıkları anime karakter Spa'yı öne çıkarmaları ne kadar konuşulmuştu. Türkiye'de hem müzik, hem de klip alanında büyük bir farklılığa imza atmışlardı. Zaten bunu albümlerinin 180 binin üzerinde satıp MÜYAP'tan Altın Plak kazanmasıyla da kanıtlamışlardı.
Kendilerini o kadar iyi bir yere oturtmuşlardı ki, ilk albümün ardından beş yıl hiç yeni bir şey yapmamalarına rağmen hayran kitlesinden bir tane bile fire vermediler. Tek albümle 250'nin üzerinde konser verme imkânı buldular.
Geçen yıl çıkardıkları ikinci albüm Şehr-i Hüzün’deki “Beni Benimle Bırak” parçası, albümü listelerde üst sıralara taşıdı ve adını yılın albümleri arasına yazdırdı. 2009'da MTV kanalı tarafından "Avrupa'nın en iyi sanatçısı" da seçilmiş olduklarından olacak, TRT bu yıl Norveç'te düzenlenecek 55. Eurovison Şarkı Yarışması'nda ülkemizi temsil etmesi için onları tercih etti.

KENDİLERİNDEN TAVİZ VERMEDEN DE OLABİLİRDİ

Peki tercih etti de ne oldu?
Bu kadar başarıya imza atmış, farklılıklarıyla öne çıkmış bir grubun şarkısını dinleyince siz neler hissettiniz?
Açıkçası ben, hayal kırıklığına uğradım!
Duyduğum sadece Türkiye'de yeni çıkan pop sanatçılarının bile yapabileceği bir müzik ve şarkı sözleriydi. Tabii bir de kaç yıldır Eurovision'a katılan Türk şarkılarında duyduğumuz darbuka sesi. Evet kabul ediyorum, Eurovision'un kültürüne uyan bir şarkı ama bizim bildiğimiz Manga bu değildi.
Böyle "tarz" bir grubun, böyle "basit" bir parçayla sahneye çıkması gerçekten yadırganacak bir durum. Evet belki onlara oy verecek olan diğer ülke vatandaşları şarkıyı çok beğenecek olabilir ve hatta Manga'yı birinci sıraya bile taşıyabilirler. Ama Manga, kariyerindeki farklı duruşu bilen Türk izleyicisine bu şarkıyı nasıl anlatacak onu bilemiyorum...
Tanıtım çekimindeki kıyafetler için birkaç söz söylemeden de edemeyeceğim.
Bizim bildiğimiz Manga'nın grup üyeleri farklı şapkalar ve aksesuvarlar kullanmayı severdi. Ama bu kez karşımızda tıpkı opera şarkılarını popa dönüştüren Il Divo grubu gibi bembeyaz bir takım elbise giymiş solist Ferman Akgül hayret uyandırıyor. Kendisini normalde böyle görmeye alışık değiliz. Umarım Eurovision gecesi her zaman görmeye alışık olduğumuz haline geri döner.
Son olarak 2006'da Finlandiyalı Lordi grubunun kendinden hiçbir taviz vermeden Eurovision kültürüne hiç uymayan hard rock bir şarkı ve kostümlerle bu yarışmayı kazandığını hatırlatmakta da fayda var diye düşünüyorum!
Siz de benim gibi düşünüyor ya da buna karşı çıkıyorsanız fikirlerinizi sağ taraftaki ankette belirtebilirsiniz.

(Deniz İNCEOĞLU - Hürriyet Keyif - 6.7.2010)

1 yorum:

  1. Tabi kendi düşüncenizi dile getirmeniz ve bunu savunmanız doğal. Fakat ben aynı görüşte değilim. Bu grup kendini zaten ispatlamış bir gruptur bana göre. Şarkıdaki darbuka sesinden bahsedilmiş fakat zaten grubun şehr-i hüzün albümünde bu gibi Türk enstürmanlarına yer verilmiş.Bu güzel bir şey ayrıca. Yani Türk şarkısında Türk enstürmanlarının bulunması.Kendileri farklı şeyleri birleştirerek çok güzel gerçekten dinlenesi şeyler yazıyor. Eurovision da niye yapmasınlar. Çoğu kişi beğenmemiş olabilir. Ama ben kendi müzik kulağıma dayanarak söylüyorum: maNga yine çok iyi bir iş çıkaracak. Bu şarkı gerçekten farklı. Ne bir Düm tek tek ne bir Deli ne de bir Süperstar. Tamam bu şarkıların sahipleride uğraşıp ülkemiz için iyi bir şeyler yapmaya çalışmışlar ama bana göre kusura bakılmasın hiçbiri bir maNga olamaz. maNga yine türü ne pop ne rock ne de rap olan çok güzel bir maNga şarkısı yapmış. Eurovisionda ülkemize Sertap Erener den sonra beklenen 1.liği tekrar getireceklerine inanıyorum. Hepsine yürekten başarılar diliyorum.Daha ne söylenebilinirki zaten...

    YanıtlaSil