9 Haziran 2011 Perşembe

Son noktayı Zafer Başoğul koydu

Bir önceki "Kitabın içeriğine değil nasıl pazarlandığına bak" başlıklı yazımı okuyanlar bilir. Son bir yıldır kitap piyasasında icat edilen pazarlama yöntemlerinden bahsetmiştim. Blog yazarının kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası", Yedi Ölümcül Günah serisi, Aykut Oğut'un ayna kapaklı son kitabı ve barkot sistemini kullanan "1 Kadın 2 Salak" verdiğim örnekler arasındaydı. Her birinin kendine özgü yeni pazarlama, okuyucunun ilgisini çekme yöntemleri var.
Tüm yapılanlar iyi mi yoksa kötü mü, uzun uzun tartışılabilir. Ama bunlara son noktayı Zafer Başoğul'un
ilk kitabının koyduğunu yazmadan edemeyeceğim. Başoğul'un geçen hafta birkaç yerde röportajı çıktı belki denk gelmişsinizdir.
Evet, o kitaptan bahsediyorum... Arka kapağında prezervatif olandan.
Kitabın ismi "Af". Kapağındaki alt kısma,
"Birilkeninhikayesi" diye not düşülmüş. Konusunu okumak için arkasını çeivirdiğinizdeyse sizi gerçek bir prezervatif karşılayacak. Bunu gören insan haliyle kitabın konusunu çok daha fazla merak ediyor. Aklı fesat olanlar "Uygulamalı bir yöntem mi var acaba" diye bile düşünebilir...
Kitap, nefret ve sabır üzerine kurulu altı yıllık tutkulu bir aşk hikayesini anlatıyor aslında. Bir de aşk ve ilişki üzerine derinden incelemeler yapıyor, detaylar veriyor okuyucuya. Ama kitabın asıl misyonunun Türkiye'deki HIV Pozitif gerçeğine bir gönderme yapmak olduğunu söylüyor yazar Zafer
Başoğul. İşte bu yüzden kitabının arka kapağına bir prezervatif yerleştirmiş. Prezervatifle ilgili tüm önyargıları da göze almış.
Hatta kendisi şöyle de bir cümle kuruyor: "Prezervatifi bir promosyon malzemesi yaptığım söylenebilir, dikkat çekme öğesi olarak kullandığım düşünülebilirdi. Fakat benim kitapta anlatmaya çalıştığım ilk konu, bir ilkenin hikayesidir. Bu hikaye ile birlikte Türkiye'de bu tabu ürün prezervatif ile ilgili bir adım atma isteğim, bazı riskleri göze almam gerektiğini düşündürdü. Öte yandan bu kitap bir sosyal sorumluluk misyonu da üstlenecek, HIV Pozitif ve AIDS gerçeği hakkında da bir deşifre yapacaktı."
Hepsi iyi güzel hoş da, sanırım tüm bunları söylerken kendisinin Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun olduğunu ve uzun yıllardır halkla ilişkiler yaptığını da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Artık durum, bir pazarlama harikası mı yoksa gerçekten sosyal sorumluluk projesi mi siz karar verin...

(Deniz İNCEOĞLU - Hürriyet Keyif - 4.6.2011)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder