2 Haziran 2011 Perşembe

Kitabın içeriğine değil nasıl pazarlandığına bak

Herhalde en fazla bir yıl olmuştur...
Kitleler daha çok internet kullanmaya başlayıp özellikle de cep telefonlarından sürekli sosyal ağ bağlantısı kurduklarından kitapçılar da kendini bu dünyaya kaptırdı.
Önce büyük bir Pucca furyası patladı. İnternette kendi blog'unda günlük tutan Pucca, yüzünü Marilyn Monroe'nun fotoğrafıyla kapatarak kendi kitabının kapağı oldu. "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" adıyla yayınlandı, pek çok kişinin merakını uyandırdı.
Birkaç ay önce de İstanbul sokaklarının duvarlarında "Dex" ya da "X" gibi ne olduğu belirsiz simgeler görülmeye başladı. X’in bilinmeyen anlamına gelmesi doğru ve dikkat çekici bir noktaydı. İnsanlar merak etti. Aslında bu imgeler, Dex Kitap'ın "Yedi Ölümcül Günah" serisinin reklamıydı. Yayımcıların söylediğine göre gece kulübü sanıp, rezervasyon için arayanlar bile
olmuş. Dex Kitap'ın amacı, 16-25 yaş arasındaki gençlerin ilgisini çekmekti. Bakın Doğan Egmont Genel Yayın Direktörü, o dönemde Hürriyet Cumartesi'ye verdiği röportajda ne demiş: "Dex eğlenceli ve fantastik bulduğunuz, korktuğunuz ne varsa onları vaat ediyor. Çünkü günümüz gençleri fantastik ve kurgu üzerine kitaplar okumayı seviyor. Paranormal ilgilerini çekiyor.
Her şeyi mobil olarak yaşıyor. Bu yüzden Dex Publication’ı (yayınevi) kısaltarak www.dexpub.com internet sitesini kurduk. Blog işlevi de gören bu site, bir nevi gençlerin iletişim noktası olacak. Yakında bu site üzerinden açılacak bir bölümde günahlarını paylaşacaklar. Sitede bir de ‘Yedi Ölümcül Günah’ serisi için çektiğimiz klip var. Başrolünde oyuncu Özgür Özberk oynuyor. Gençlere tek bir mekanda bile yedi günahla karşılaşabileceklerini göstermek istedik."

AYNALI MI
MOBİL BARKOTLU MU

İşte bu tür şeyler geçen haftalarda olanların zeminini hazırladı belki de...
Kitapçılar okuyucuların ya da hâlâ okumayanların ilgisini çekmek için farklı farklı pazarlama yöntemleri başlattı. Kimisi kendince bir şeyler buldu, kimisi günümüzün teknolojisini sıkı takip edip işe girişti.
Örneğin iki yıl önce çıkardığı ilk kitabı "Evrenden Torpilim Var"la adını duyuran Aykut Oğut, bu kez kapağına 10.4 x 17.3 santimetre boyutlarında bir ayna yerleştirilen bir kitap çıkardı. İsim koymadığı kitap için "Herkes kendi doğrusunu bulsun istedim. Sonra kitaplara isim verdiğimizi ve bunları bile okuyucuya dikte ettiğimizi düşündüm. Bu yüzden kitaba isim koymadım. Bu yeni kitap kendi doğrularınızı masaya yumruk gibi vurmanızın faydalarını anlatıyor" diyor. Yani bir nevi "Aynaya bak, kendini gör" diyor yazar. Ya da belki de "Öyle tek düze işler artık satmıyor, kapakta dikkati çektin çektin, çekemedin olmaz" demek istiyordur.
Aynı dönemde çıkan bir diğer ilginç kitap da "1 Kadın 2 Salak".
Alkışlarlayaşıyorum sitesinin kurucusu Mesut Bahtiyar ve ilk
yöneticisi Varmicaycen'in beraber yazdıkları bu kitap interaktivitenin basılı kitaplara nasıl yansıdığının son noktası sayılabilir.
Kitap, güzel ve akıllı bir kadının ve tehlikeli iki salağın başrollerinde olduğu romantik bir gerilim. Buraya kadar her şey normal. İlginç olan kısmı, sayfalarındaki mobil barkotlar. Okur, kahramanlarımız Fatih ve Livio’nun macerasına tat katan ayrıntılara müzik, fotoğraf, video ve konum bilgisi olarak da ulaşabiliyor. Kitabın sayfalarına yerleştirilen mobil barkotları, cep telefonlarınızın kamerasıyla okutarak, internet üzerinden sürpriz içeriklere ulaşabiliyorsunuz. Örneğin kahramanlarımız okuduğunuz sayfada bir kafede oturuyorsa, siz oradaki barkoda tıkladığınızda onların kafede dinlediği müziği duyabiliyorsunuz. Ya da aralarında konuştukları film ya da dizilerin kısa yollarını görüyorsunuz. Kitabı anlamak için bu barkodları kullanmanız şart değil. Uygulama sadece eğlenceyi artırmak, okuyucuyu kitabın içine biraz daha çekebilmek için...
Bunlar dışında son dönemde pazarlama tarzı en çok hoşuma giden kitaplardan biri de Domingo'dan çıkan "ON BİR". İnanın daha konusuna bakmadım. Çünkü kapağında ilgimi çeken ilk şey "Gölgede tüketiniz" ibaresi oldu. Kendimi bir anda yaz mevsiminin güzelliğinde hissettim. İşte bu da farklı bir sunum...

(Deniz İNCEOĞLU - Hürriyet Keyif - 21.5.2011)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder